Yapay Zekâ Mağdurları Derneği - Bölüm 1

in #edebiyat5 years ago (edited)

image.png

Türkiye Uluslararası Yapay Zekâ Konfederasyonu tarafından düzenlenen Yapay Zekâ Günleri’ne ilk kez ev sahipliği yapıyordu. Katılımcılar fuaye alanında kahvelerini içip atıştırmalıklarını yedikten sonra Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nin büyük salonuna geçtiler ve açılış konuşmasını beklemeye başladılar.

Kongrenin sunucusu Parla Sevinç Aydın konfederasyon adına tüm konuklara 'hoş geldiniz' dedikten sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Üstün Doğanay’ı açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti. İzleyicilerin bir bölümü dev ekranda dönen üç boyutlu tanıtım görüntülerinden gözlerini ayırıp ayağa kalkan bakana baktılar. Bu sırada izleyici sıralarında oturan bir genç Smith-Wesson marka tabancasıyla yerinden kalktı ve koşar adımlarla kürsüye çıktı. Sabah mahmurluğunu üzerinden atamamış takım elbiseli korumalar alarm durumuna geçerken, salonu dolduran seyirciler kuru kafa baskılı bir tişört giymiş gence şaşkınlık ve korkuyla baktılar.

Anlında belirgin bir yara izi olan genç elindeki silahı kürsüye bırakıp “İçinde bulunduğumuz salonda binlerce toz zerresi uçuşuyor. Bunlar patlayabilen cinsten tozlar ve kumandaları kafamın içimde. Kimseye zarar vermek niyetinde değilim. Sadece yapay zekâ hakkındaki görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Bu andan itibaren bu salondan kimse çıkmayacak.” dedi.

Sunucu Parla Sevinç Aydın dehşet içinde önce yerinde mıhlanmış gibi görünen bakana, ardından konfederasyon başkanına baktı. Daha önce böyle bir olayla karşılaşmadığı için ne yapması gerektiğini bilemiyordu.

Silahlı adamın yüz ifadesinin sertliği ve kendinden emin tavırları eyleminin şakaya gelir yanı olmadığını gösteriyordu. Kürsüden ayrılıp bağdaş kurarak sahnenin ortasına oturdu. Elindeki silahı yerde kaydırarak korumaların olduğu tarafa doğru gönderdikten sonra “Kafam kıyak olduğu için oturmak zorundayım. İyi niyetimin göstergesi olarak silahımla da vedalaştım. Zaten eski zamanlardan kalma ilkel bir şey. Dün akşam böcek ilaçlama şirketi çalışanı kılığında bu salona geldim. Sağ taraftaki kompresörün yardımıyla nano patlayıcıları salona püskürttüm. Havalandırmayı kapadım ve bu saate kadar açılmamasını sağladım.”

Korumalardan biri temkinli adımlarla ilerleyip genç adamın fırlattığı silahı yerden aldı, elinde tarttı ve cebine koydu. Çok iyi bir taklit olmasına rağmen silah plastiktendi. Seyircilerden en cesur olanları dönüp genç adamın işaret ettiği kompresöre baktılar. Koruma şefi bu arada emniyet genel müdürlüğü ile temasa geçti ve olanları rapor etti. Konuştuğu daire başkanı nano patlayıcıların varlığından haberdardı, ancak konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değildi. Tehdidin boyutu hakkında kesin bir kanaate ulaşılmadan herhangi bir müdahale yapılmaması talimatını verdi.

“Emniyet yetkililerini buradan uyarıyorum. Sakın bana müdahale etmeye kalkışmayın, bilincimin bir nedenle kapanması nano patlayıcıların otomatik olarak aktive olmasını sağlar. Organizasyon yetkililerinden de sosyal medya yayınını sürdürmelerini istiyorum. Karşınızda yaşamak için nedeni kalmamış bir adam var. Gazabımdan korkmalısınız.” dedi genç adam.

Genç adamın teslim ettiği silahın sahte olması koruma şefini bir ölçüde rahatlatmıştı. Gündeme gelmek için palavra sıktığına emin gibiydi. Koruma daire başkanını arayıp silahın plastik olduğu bilgisini verdi ve müdahale için izin istedi. Bu komedinin artık sona ermesi gerekiyordu, kimsenin Türkiye’nin itibarını zedelemeye hakkı yoktu. Daire başkanı koruma şefinin görüşüne katılıyordu ancak geniş bir izleyici kitlesinin takip ettiği böyle bir olayda temkinli davranmak gerektiğini düşünüyordu. Bir yandan genç adamın kimliği tespit etmeye çalışırken bir yandan da nano patlayıcılar hakkında derinlemesine bilgi edinmeye çalışıyorlardı.

Sahnede bağdaş kurarak oturmuş olan eylemci “Müdahele etmeseydim eminim ki yapay zekânın yeni başarıları, insanlığa sunduğu kolaylıklar bu sahneden ballandırılarak anlatılacaktı. Oysa yapay zekânın sorumsuz kullanımı benim gibi binlerce insanın hayatını kararttı. Yıllardır işsizim, sevgilimden ayrıldım ve gelecekten hiçbir umudum kalmadı. Beni neden terk ettin Büşra? Halbuki seni ne çok sevmiştim. Bu muydu yani, buraya kadar mıydı? Benim tarafımı tutsan ölür müydün? Senin için nelerden vazgeçtiğimi biliyorsun. Al işte artık eski sevgilin karşında duruyor, eserinle gurur duyabilirsin” dedi. Ardından iki eliyle yüzünü kapayıp hıçkırarak ağlamaya başladı.

Eylemcinin sözleri ve son jesti izleyicileri elinde silahla sahneye fırlaması kadar şaşırtmıştı. Sunucu Parla eylemciye doğru iki küçük adım attı ve “Genç kızlarla iletişimim iyidir. Dilerseniz bu konuyu kız arkadaşınızla konuşabilirim. Daha çok gençsiniz. Eyleminize son verirseniz size elimden gelen tüm yardımı yapacağıma söz veriyorum” dedi.

“Ne kadar zekisiniz. Bravo, eminim ki problemimi şak diye çözersiniz. Bu eylemden sonra beni kim işe alır sizce? Ben istatistikçiyim, üniversiteyi 3.87 not ortalamasıyla bitirdim ve karar destek sistemleri üzerine yüksek lisans yaptım. Ama kimse beni işe almaz. Neden biliyor musunuz? Çünkü yapay zekâlı yazılımlar beni işe almamalarını söylüyor. Geçmişte yaptığım iki hataya bakarak adam olmayacağıma hükmediyorlar. Bakın ne kadar isabetli bir tahmin yapmışlar. İçimdeki teröristi önceden tespit etmişler. Kendisini doğrulayan kehanet. Hahaha.”

Krizin çözümü konusundaki koordinasyonu koruma daire başkanı İlker Üstünsoy üstlenmişti. Kongre merkezini arayıp sunucu Parla’ya eylemciyi mümkün olduğunca çok konuşturması mesajını gönderen oydu. Nüfus İşlemleri Genel Müdürlüğü veri tabanındaki fotoğraflar kullanılarak gencin kimliği tespit edilmiş ve sabıkalı olmadığı anlaşılmıştı. Nano patlayıcıların ise Türkiye’de daha önce kullanılmadığı kesindi, hatta İnterpol’den alınan bilgilere göre bu teknoloji henüz araştırma aşamasındaydı.

Görsel Kaynağı: https://unsplash.com/photos/-bv0kznJnpE

Sort:  

Çünkü yapay zekâlı yazılımlar beni işe almamalarını söylüyor. Geçmişte yaptığım iki hataya bakarak adam olmayacağıma hükmediyorlar.

haklıymış:) hayata bu denli müdahale edilmesi iyi mi kötü mü olurdu emin değilim.
devamında ne olacak bakalım :)

Kötü olurdu bence. Devamını da yayınladım :)

Olay örgüsü gayet güzel ama anlatımda bazı hatalar var düzeltebilirseniz gerçekten harika bir hikaye umarım devamı gelir

Merhaba,
Uyarı için teşekkürler, hataları bulup düzelttim. İkinci bölümünü de yayınladım ama tr tagı koymadım, blogum üzerinden okuyabilirsiniz.


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır. @c-squared hesabı topluluk witness'ı olarak faaliyet göstermektedir. Projemizi desteklemek isterseniz bize buradan witness oyunuzu verebilirsiniz.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here