ON YEDİNCİ YÜZYIL AVRUPASI

in #busy6 years ago

17'nci yüzyıl her ne kadar rönesans veya reform dönemi olarak tanımlanmasa da çok önemli olayları içinde bulundurduğu için önemli bir döneme işaret eder. Sadece 16. Yüzyılda başlayan coğrafi keşifler, rönesans ve reformun devamı olarak değil kendi içindeki savaşları ve karışıklıklarıyla da önemli bir yeri vardır tarihte. Aslında İngiltere açısından belki az da olsa Hobbes sayesinde, bu döneme sosyal, siyasi ve felsefik açıdan modernliğin temellerinin atıldığı dönem diyebiliriz. 17. Yüzyılı felsefe tarihi içinde ayrıca inceleyen Ahmet Cevizci, bu dönemde gelişen modern felsefeyi şöyle özetler;

  1. Geçmişi inkâr etmesi, geleneğe, otoriteye karşı bir protesto olması, üniversitelerde okutulan skolastik düşünürler tarafından değil, özgür düşünürler tarafından dile getirilmesi.
  2. Saf insan aklının bir ürünü olmak manasında özerk bir felsefe oluşu – ki bu özerklik özellikle teolojiden özerkliği ifade eder.
  3. Tanrı merkezli Orta Çağ felsefesinin karşısında her bakımdan insan merkezli bir tavır takınması ve insanı da her şeyden önce bir özne olarak değerlendirmesi.
  4. Aklın, bilim ve felsefe başta olmak üzere, bütün alanlarda yegane otorite olması, yani kısaca rasyonalist bir felsefenin hakimiyeti.
  5. Modern bilimin doğuşu ve felsefenin de bununla paralel olarak şekil alması.
  6. Bilginin –ki bunu özellikle bilimsel bilgiyi ifade etmek için kullanılır- doğaya ilişkin olarak öndeyişte bulunma ve onu kontrol etme yeteneğini geliştirmek amacıyla, yani pratik amaçlara yönelik olarak elde edilmeye ve kullanılmaya başlanması.
  7. Epistemoloji veya bilgi teorisinin ontoloji ya da metafiziğin önüne geçmesi, bu bağlamda önce bilginin mahiyetinin tartışılıp sonra ona uygun varlık tasarımının oluşturulması.
  8. Epistemolojide iki temel akımın dedüktif metotla, empirik metodun hâkim olması ve bu iki metodun çatışması (özellikle Kant’a kadar).
  9. Dünya merkezli evren tasavvurunun, evrenin bir merkezi olmadığı fikrinin alması ve bu çerçevede, evrendeki cisimlerin bir ereği olduğu fikrinden bağımsız olarak hareketi açıklama çabası, kısaca eski kozmoloji fikrinin topyekun değiştirilmesi.
  10. İnsanın evrendeki yeri ve özgürlüğü hususunda birbiriyle çatışan temel iki cevabın yani materyalizmin ve düalizmin geliştirilmesi
  11. Her şeyin temeli yapılan zihin veya öznenin temelsizliği, her daim dünya içinde olduğu halde dünyadan kopmuşluğu

Buradan açıkça şu görüşü çıkarabiliriz ki bu dönemde geçmişin skolastik, metafizik, Tanrı merkezcilik ve tüm rasyonellik dışı düşüncelerin yerini bilgi, özgür insan, insan merkezciliği ve akıl almıştır. Akıl ve rasyonalite tek yegane otorite olmuştur. Bunlara ek olarak da materyalizm düşüncesi gelişmişti.
Westphalia-Antlaşması’nı-imzalayan-devletler.jpg

Sort:  

Güzel paylaşım olmuş, Günümüzün düşünce sistemi ise tam bir muamma.