Today, I will talk about my trip to Istanbul, which I was very curious about and went to for the first time after I graduated from university, on the advice of my friends. While visiting this city that impressed me a lot, I felt that the history and past of Turkey passed before your eyes like a movie scene. Let's set foot in this city together.
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Bugün sizlerle üniversiteden mezun olduktan sonra arkadaşlarımın da tavsiyesi üzerine çok merak ettiğim ve ilk defa gittiğim İstanbul'daki gezimden bahsedeceğim. Beni çok etkileyen bu şehir de gezerken Türkiye tarihini ve geçmişini bir film sahnesi gibi gözlerinizin önünden geçtiğini hissettim. Hadi birlikte bu şehre ayak basalım.
Before visiting Istanbul, let's take a look at its past. Because for this beautiful city, many civilizations have tried to dominate here by fighting each other. Since it is a very valuable region in terms of strategic location, it has been the apple of the eye of powerful states since ancient times and they accepted this city as their capital.
İstanbul'u gezmeden önce şöyle bir geçmişine bakalım. Çünkü bu güzel şehir için , birçok medeniyetler birbirleriyle savaşarak buraya egemen olmaya çalışmışlar. Stratejik konum açısından çok değerli bir bölge olduğu için eski çağlardan beri güçlü devletlerin gözbebeği olmuş ve bu şehri başkentleri olarak kabul etmişlerdir.
This city, which was the capital of three great empires, has an important position as it connects the continents of Asia and Europe. This city, which has a very old history, was first settled by the Roman empire and made it the capital. Later, with the division of the Roman Empire into two, the city came under the rule of the Byzantine Empire. After the Byzantine Empire took Istanbul, they experienced their rise in the 6th century. More than half of the city population died due to the "Plague" disease that started at that time. Due to the results of the epidemic, the city was tried to be surrounded by Avars, Sassanids, Muslim Arabs and Bulgarians, but successful results could not be obtained. The city was finally taken over from the Byzantine Empire by the Ottoman Empire in 1453, under the command of "Fatih Sultan Mehmet Han", with enormous intelligence and after a months-long siege.
Üç büyük imparatorluğunun başkentliğini yapmış olan bu şehir, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağladığından önemli bir konuma sahiptir. Geçmişi çok eskiye dayanan bu şehre, ilk olarak Roma imparatorluğu yerleşmiş ve burayı Başkent yapmışlardır. Daha sonra Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılması ile şehir Bizans İmparatorluğunun egemenlik altına girmiş. Bizans İmparatorluğunun İstanbul'u almasıyla 6. yüzyılda yükseliş dönemlerini yaşamışlar. O dönemlerde baş gösteren "Veba" hastalığı yüzünden şehir nüfusunun yarısından fazlası ölümle sonuçlanmıştır. Salgının vermiş olduğu sonuçlardan yüzünden şehir, Avarlar, Sasaniler, Müslüman Araplar ve Bulgarlar tarafından kuşatılmaya çalışılmış, fakat başarılı sonuçlar alınamamıştır. Şehir son olarak Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1453 yılında "Fatih Sultan Mehmet Han" komutanlığında devasa akıllılıkla yürütülerek aylarca süren kuşatma sonuncunda Bizans İmparatorluğundan teslim alınmıştır.
After talking about the short history of Istanbul, we can start our tour. First, I went to Emirgan Woods in the Sarıyer district of Istanbul. The reason why I came here first; It is located right on the shore of the Bosphorus. I chose this place because I wanted to enjoy the view by sipping my coffee in the colorful mansions, where I can see the Bosphorus view and 120 kinds of tree species, accompanied by the chirping birds. Emirgan name; It was named Emirgan Park because it was gifted to Iranian Emir Gün by the Ottoman ruler Murat IV.
İstanbul'un kısa geçmiş tarihinden bahsettikten sonra gezimize başlayabiliriz. İlk olarak İstanbul'un Sarıyer ilçesinde yer alan Emirgan Korusuna gittim. İlk önce buraya gelmemin sebebi; Boğazın hemen kıyısında yer almasıdır. Boğaz manzarasını, içerisinde 120 çeşit ağaç türünü görebileceğim, cıvıl cıvıl kuşları eşliğinde renkli köşklerde kahvemi yudumlayarak, manzaranın tadını çıkarmak istediğim için burayı tercih ettim. Emirgan adını; Osmanlı hükümdarı dördüncü Murat tarafından İranlı Emir Gün'e hediye edildiği için adına Emirgan parkı denilmiş.
When you enter the Emirgan Grove and start walking; you are mesmerized. What is missing in this park, which has an area of approximately 500 m²; You can see tulip gardens, historical mansions, various centuries-old trees, children's playgrounds, viewing terraces, bride and groom who want to take photos, jogging and walking tracks. In short, they have meticulously thought of everything you can spend time with. What I liked the most was sitting in the historical mansions and enjoying the Bosphorus view.
Emirgan Korunun içine girip gezmeye başladığınızda; adete büyüleniyorsunuz. Yaklaşık 500 m² alana sahip olan bu parkta neler yok ki; Lale bahçeleri, tarihi köşkler, çeşit çeşit asırlık ağaçlar, çocuk oyun alanları, seyir terasları, fotoğraf çekmek isteyen gelin ve damat, koşu ve yürüyüş parkurlarını görebilirsiniz. Kısacası vakit geçirebileceğiniz her şeyi titizlikle düşünmüşler. Benim en çok hoşuma giden tarihi köşklerde oturarak boğaz manzarasını tadını çıkarmak oldu.
It is possible to come across a mosque, a tomb, a palace at any time while walking on the streets of Istanbul. One of those palaces is Yıldız Palace. Located in the district of Beşiktaş, this palace is a palace built for Mihrişah Sultan, the mother of Selim III, one of the Ottoman rulers. It is one of the most magnificent palaces built by the Ottomans. The palace covers a large area with different sections made of a mixture of white wood and concrete. The greenery and trees around it were cut so symmetrically and well that I felt like I was walking in a painting.
İstanbul sokaklarında gezerken her an bir camiye , bir türbeye, bir saraya, rastlamanız mümkün. O saraylardan biri de Yıldız Sarayı'dır. Beşiktaş ilçesinde bulunan bu saray Osmanlı hükümdarlarından 3. Selim'in annesi Mihrişah Sultan'ın oturması için yaptırılmış bir saraydır. Osmanlıların en son yaptırdığı en görkemli saraylardan biridir. Saray bembeyaz ahşap ve betonun karışımından yapılmış farklı bölümleri olan büyük bir alanı kapsıyor. Çevresinde oluşturulmuş yeşillikler ve ağaçlar o kadar simetrik ve bakımlı kesilmiş ki, kendimi bir resmin içinde geziyor gibi hissettim.
Located in greenery, this palace was built on an area that was used as a hunting garden before. Over time, many areas were built in the Palace, such as the carpenter's workshop, sultan's mansion, harem rooms, theater and opera houses. While visiting this palace, which reflects the era of the last period of the Ottomans, I wondered about the social conditions, art, people of that period and how they lived.
Yeşillikler içinde yer alan bu saray önceleri av bahçesi olarak kullanılan bir alana inşa edilmiş. Zamanla Saray da marangoz atölyesi, sultan köşkü, harem odaları, tiyatro ve opera evleri gibi birçok alan inşa edilmiş bölümler oluşturulmuş. Osmanlıların son dönemlerinin çağını yansıtan bu saray da gezerken, o dönemin sosyal koşullarını, sanatını, insanlarını, hangi koşullarda nasıl yaşadıklarını , merak ettim.
After Yıldız Palace, I turned my route to Topkapı Palace. This palace, which was built by "Conqueror Sultan Mehmet Han", who conquered Istanbul in 1453, was formed from 4 courtyards. Looking at its architectural structure, it made me proud to be in the building, which is almost dazzling with its magnificent workmanship. The Ottomans used this Palace as the educational and administrative center of the state.
Yıldız Sarayından sonra rotamı , Topkapı Sarayına çevirdim. 1453 yılında İstanbul'u fetheden "Fatih Sultan Mehmet Han" tarafından yaptırılan bu saray, 4 avludan oluşturulmuş. Mimari yapısına bakıldığında muhteşem işçilik çalışmasıyla adeta göz kamaştıran yapının içinde olmak beni gururlandırmıştı. Bu Sarayı Osmanlılar devletin eğitim ve yönetim merkezi olarak kullanmışlar.
Topkapi Palace, both with its sea view and its magnificent historical structure thought out at that time, has been one of my most beautiful memories while visiting it. Since the palace is huge, there are many places to visit. You can see the Golden Horn, the Bosphorus and its Islands due to its location. The palace is surrounded by greenery and benches have been built where you can see the sea view. For the beautiful appearance of the palace, the road sides are given the appearance of ground lighting. Carefully made straight lane roads are well-designed for easy walking around the palace. The branches of the trees hanging on the side of the road gave a nice air of shape to the environment.
Topkapı Sarayı, hem deniz manzarasıyla, hem de o dönemde düşünülmüş muhteşem tarihi yapısıyla, gezerken keyif aldığım en güzel anılarımdan biri olmuştur. Saray devasa büyüklükte olduğu için gezilecek bir çok yeri var. Yeri itibariyle de Haliç, Boğaz ve Adalarını görebiliyorsunuz. Sarayın çevresi yine yeşilliklerle çevrilmiş deniz manzarasını görebileceğiniz banklar yapılmış. Sarayın güzel görünümü için yol kenarlarına yerden ışıklandırma görünümü verilmiş. Sarayın etrafında rahat gezebilmek için özenle yapılmış düz şeritli yollar gayet iyi tasarlanmış. Yol kenarına sarkan ağaçların dalları ise güzel bir şekil havası vermiş çevreye...
Since it is forbidden to take pictures in some parts of the palace, I cannot share it here. Inside, the sacred relics, Chinese and Japanese porcelain, copper and tombak kitchen utensils and silvers are exhibited in the form of a museum, waiting for its visitors. In addition, the carpets used while walking inside, the kitchen and study rooms of the period, the harem rooms stand with magnificent beauty. I have to say that the lamps, table chairs and large windows are also worth seeing.
Sarayın içinde bazı bölümlerinde resim çekmek yasak olduğu için buradan paylaşamıyorum. İçerisinde kutsal emanetlerden, Çin ve Japon porselenleri, bakır ve tombak mutfak eşyaları ve gümüşler müze şeklinde sergilenmiş, ziyaretçilerini bekliyor. Ayrıca içeri gezerken kullanılan halılar, döneme ait mutfak ve çalışma odaları, harem odaları muhteşem güzellikle duruyor. Lambaların, masa sandalyelerin ve geniş çaplı pencerelerin de görülmeye değer güzellikte olduğunu söylemem gerekiyor.
Finally, I would like to leave you by talking about the Galata Tower, which I went to. Galata Tower is located in the Beyoğlu district of Istanbul, close to the Bosphorus. It is said to have been built by the Genoese in 1348. The tower consists of round stones in the shape of an ice cream cone. There are cafes around the tower where we can sit. Next to this tower, which has a historical appearance, the red tram, reminiscent of old vehicles, seems to have added a nostalgic atmosphere to the Tower.
Son olarak gittiğim Galata Kulesinden bahsederek sizlerden ayrılmak istiyorum. Galata Kulesi İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Boğaza yakın bir konumda yer alıyor. 1348 yılında Cenevizliler tarafından yapıldığı söyleniyor. Kule dondurma külahı şeklinde yuvarlak taşlardan oluşuyor. Kulenin etrafında oturabileceğimiz kafeler var. Tarihi görünüme sahip olan bu kulenin yanı başında eski araçları anımsatan kırmızı renkli tramvay, Kuleye nostaljik bir hava katmış durumunda görünüyor.
Even entering the Galata tower and climbing up the round stairs gives people fear and anxiety. These narrow winding dark stairs are so many that it is as if someone is chasing you behind you, and you are looking for a way out. As I was going up, I came across the window in only one or two parts of it where I could see the light.
Galata kulesinden içeri girip, Yuvarlak merdivenlerden yukarı doğru tırmanmak bile insana, korku ve endişe veriyor. Dar virajlı karanlık olan bu merdivenler o kadar çok ki sanki biri arkanızdan kovalıyor, sizde bir çıkış yolu arıyorsunuz. Yukarı doğru çıkarken ışık görebildiğim sadece bir iki bölümünde pencereye rastladım.
Luckily I was up. The view was magnificent, Istanbul was underfoot. I could feel the smell of the sea, the sound of the wind. It was a little chilly up there. The wind was blowing. Pigeons were circling around. As far as I understand, there are those who feed them... It gave me great pleasure to even watch the pigeon take its wings and move towards the sea while watching the scenery.
Neyse ki yukarı çıkmıştım. Manzara muhteşemdi İstanbul ayaklar altındaydı. Denizin kokusunu, Rüzgarın sesini hissedebiliyordum. Yukarısı biraz serindi. Rüzgar esiyordu. Güvercinler etrafta tur atıyorlardı. Kendilerine yem verenler oluyor anladığım kadarıyla... Manzarayı izlerken güvercinin kanatlanıp denize doğru hareket etmesini izlemek bile büyük keyif veriyordu bana.
That's all I'm going to tell you about my Istanbul trip for now. This trip has been preserved among my unforgettable memories. I am curious about the history, past and culture of every place I go. But Istanbul is a completely different city, with its sea, culture and historical buildings that have survived until today. Take good care of yourself. Stay well...
İstanbul gezimden şimdilik anlatacaklarım bu kadar. Bu gezi benim unutulmayacak anılarım arasında saklanmıştır. Her gittiğim yerin tarihini, geçmişini ve kültürünü merak ederim. Ama İstanbul Bambaşka, hem denizi ile hem kültürü ile hem de günümüze kadar ulaşan tarihi yapıları ile tam bir tarih kokan şehir olmuş konumdadır. Kendinize çok iyi bakın. Kalın Sağlıcakla...
Yay! 🤗
Your content has been boosted with Ecency Points, by @hive-117778.
Use Ecency daily to boost your growth on platform!
Support Ecency
Vote for new Proposal
Delegate HP and earn more
Many Thanks I will start using your platform.
Congratulations @passenger777! You have completed the following achievement on the Hive blockchain and have been rewarded with new badge(s):
Your next target is to reach 400 upvotes.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
Check out the last post from @hivebuzz:
Support the HiveBuzz project. Vote for our proposal!
Harika bir gezi yazısı olmuş ellerine sağlık 🙏. Yarışmada başarılar dilerim 🙏
Çok teşekkür ederim. Okuduğunuz için.