"Gayrı gider oldum gardaşlar ve de kız gardaşlar..."

in #tr6 years ago (edited)

"Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak..."

Merhaba sevgili blogum, Biliyorum bir süredir seni ihmal ettim ama belki sen de duymuşsundur pek keyfim yok. Hem zaten balık da yok. Eee "vermeyince mabut neylesin mahmut?"... Evet sadece tutunca değil tutamayınca da yazmak güzel ama üst üste başarısızlıkla sonuçlanan avlara dair yazmak da biraz sinir bozucu oluyor be blog!..

Kimi zaman yengeç tuttuk, kimi zaman bolca salatalık yosun. Levrek harici istenmeyen her şey takıldı sahtemize... Ne demişler, zorla güzellik olmaz, hem biraz da onlar beni özlesin bakalım. Evet, son olarak dün akşam yaptığımız ve yine boş dönülen bir levrek denemesinden sonra artık deniz balıklarına bir süre ara veriyorum ve İç Anadolu'nun kurak topraklarına doğru yol alıyorum; Sivas'a, memlekete...

Sivas'ın yollarına...

Balık sevdasına tutulduğumuz yerdir memleket. Bunun hikayesini ayrı bir vakitte yazarım (al işte bak yeni malzeme çıktı sana...) Senede bir bilemedin iki kez gidebildiğim memlekette de oradaki av badim olan abimin de iş durumu da müsait olduğunda yine evden kaçıp balık peşine gidiyoruz.

Son olarak geçtiğimiz sene, 180 km yol tepip gittiğimiz iki günlük gökkuşağı alabağı avımızın hikayesini yazmak istiyorum.

Alışverişimizi yaptık ve sağ olsun abim ekmek arası sandviçlerimizi akşamdan hazır etti :)



Ve Giresun sınırına yakın bir baraj gölüne varmak üzere sabaha karşı düştük yollara...Abim buraya daha önce birçok kez gidip çok güzel avlar yapmıştı fakat ilk kez birlikte gidiyorduk. Sessiz sakin, kuş sesleri ve ara sıra suda oynayan balıkların çıkardığı sesten başka hiçbir sesin olmadığı güzel bir yer...

Hedefimizdeki balık, alabalığın türlerinden gökkuşağı alabalığı... Avı oldukça keyifli, güçlü ve mücadeleci bir balık. Bu göl içerisinde havuzlar var ve burada alabalık yetiştiriliyor. Ama havuzların dışında, her ne kadar çiftlik sahipleri zaman zaman ağ ile çoğunu tutuyor olsa da, doğal olarak büyüyüp üreyen balıklar da var.
Gel gelelim avımızın ilk günü biraz kısır geçti. Farklı noktalarda denemeler yaptık ama hayallerimizi süsleyen "somon" da denilen boylara ulaşmış alabalıkları göremedik. Ama temiz hava, semaverde çay keyfi, doğada stres atmak yanımıza kâr kaldı...



İlk günün sonunda yakın bir ilçede bulunan emmioğlumuzun evine gidip geceyi orada geçirdik. O da çok mutlu oldu geldiğimize ve ertesi sabah erkenden bu kez üçümüz tekrar meraya koşturduk.

Açıkçası ilk gün biraz hayal kırıklığına uğradığımızdan, ikinci gün biraz şevkim kırılmıştı... Oltamızda bulunan makinada "kalama" denilen bir ayar yapıyoruz. Bu ayar sayesinde balığın büyüklüğüne ve gücüne bağlı olarak, balık misinayı zorladığı zaman makina misinanın boşalmasına izin veriyor, yani balık misinayı çekiyor ve bunu çekerken de zorlandığı için bir süre sonra yoruluyor. Ama o sabah, önceki gün alınan kötü skor sebebiyle, ümitsizce abimin oltalarından birini alıp kalama ayarını kontrol etmeden yem takıp atmıştım. Ve ondan sonra olanlar oldu!

Hüsran...

Yanımdaki emmioğlusu ile birlikte olta attığımız bir sırada, benim oltanın şamandırası battı. Hemen oltayı elime alıp asıldım ama o an oltanın ucundaki balığı hissettiğimde bir nevi şoka girdim diyebilirim. Çok güçlü bir balıktı. Muhtemelen çok güzel, somon boyuna çoktan ulaşmış bir alabalıktı. Daha önce hiç böylesi güçlü ve mücadeleci bir balığı oltada hissetmemiştim. Resmen misinayı koparmak için can atıyordu! Kalamanın kapalı olduğunu farkettim fakat maalesef çok geç olmuştu. Tam ben kalamayı açacakken, oltamın ucundaki canavar misinayı koparıp, bir an kendisini de bana göstererek uzaklaştı... Misina koptuktan sonra balığı da görünce tam olarak şoka girmiştim. Aşağıdaki videoda da görüldüğü üzere, parmağımı ısırdım o an... Balık bana iyi bir ders vermişti; "Asla kalamayı kontrol etmeden olta atma!"

Olur da güzel bir av gerçekleştirirsek kayıtlara geçsin diyerek kamerayı arkaya sabitlemiştim. Bu video da o andan bir hatıra kaldı. Bir kaç orta boy alabalık tutmuştuk ve gün sonunda oradaki çiftlikten biraz daha satın alarak 2 kiloya tamamladık :)

Şimdiden abimden sözünü aldım, rövanşa gideceğiz, tabi o canavar hâlâ oralardaysa...

Posted from my blog with SteemPress : https://kiyibalikcisi.000webhostapp.com/2018/07/gayri-gider-oldum-gardaslar-ve-de-kiz-gardaslar
Sort:  

Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.