Neden? - Sonuç

in #tr5 years ago (edited)
Ülkenin gündemine oturan görüntüler ve ardından gelen yanlışı doğrulaştıran yorumlar, açıklamalar. Hep nefret etmişimdir söylemi haklı çıkarmak için kurulan basit cümlelerden. Gündem gereği nefret ettiğim cümle de "bir kadın olarak söylüyorum" oldu. Bir kadın olarak söyleme ablacım. İnsan olarak söyle ki senin kadın olarak söylediklerinle yetiştirdiğin çocuklar bu cinayeti işlemesin. Çünkü sen bir kadın olarak söylüyorum "erkeğe şöyle davranmalıyız" dersen, oğlun da bir erkek olarak "bana böyle davranılmalı" der. Kendisiyle uyumlu bir kadın arayışında olmak yerine ezberlediği yaklaşımları hayatına giren herhangi bir kadının sorumluluğu olarak görür.

Malum durumu twitter'da neden sonuç çerçevesinde değerlendirmeye çalışıyorlar. Biri çıkmış diyor ki; aile yapısına sahip çıkılmıyor mahkemeler erkeğin hayatını zindan ediyor. O nedenle erkekler bu noktaya geliyor. Başka biri de çıkıyor diyor ki; biz kadınlar erkeklere çok karşı çıkıyoruz. Biraz alttan almak gerek yoksa... Neden - sonuç. Bu kadar basit değil mi?

Erkeğin aklında şiddet neden bir seçenek olarak var? Hiç evlenmediğim için dolayısıyla hiç boşanmadım. Görmediğim, yaşamadığım insanı zorlayacak tecrübeler olabilir ama herhangi bir kızgınlık seviyesinde aklıma şiddetin gelmeyeceğinden de eminim. Şiddet belirli bir sinir seviyesinden sonra normaldir mantığı inanılmaz rahatsız edici. Peki benim için şiddet seçenek değilken başkaları için neden seçenek? Hatta çözümü de şiddette aramak neden?

Oyuncu Janset'in paylaşımının altında şöyle bir yorum vardı;

Sadece laftasınız. İdam gelsin dediğimizde kaybolursunuz.

Çözüm idam değil çünkü! (Janset'in cevabı) Tamam aptalca iyi hal indirimleri vs bunlar rahatsız edici ama ceza da çözüm değil ki. Sorunun kaynağı bu değilken nasıl çözüm olabilir? Şiddeti hayatımızda seçeneğe dönüştürenler yani sorunun kaynağı nedir?

Sorunun kaynağı kadınları sahiplenme mantığıdır. Namus denen saçma bir kelimedir. Sorunun kaynağı kadının davranışlarından, sözlerinden, gülüşünden sorumluluk hisseden erkek anlayışıdır ve erkeğe bu zemini hazırlayan kültürümüzdür. Sorunun kaynağı kadını baskıyla istediği şekle getirmeye çalışma alışkanlığıdır. Sorunun kaynağı sevilen tv karakterlerinin kadınları sahiplenmesidir. Kadınım kelimesidir. Sorunun kaynağı abim öğrenirse bizi vurur cümlesidir. İlişkilere erkeğin tepki verme zorunluluğun toplumda oluşturulmasıdır. Bana ablamın bir ilişkisinin olup olmadığının çekinerek sorulmasıdır. Abim ya da erkek kardeşim olsaydı "manitası var mı?" düzeyinde basitleştirilecek olduğundan emin olduğum sorunun, ablam için tepkimi ölçerek sorulmasıdır. Yani hepimiz bir yerde bu cinayetleri destekliyoruz. Bazen sorduğumuz soruyla destekliyoruz bazen sevmeyi seçtiğimiz dizi karakteriyle bazen kadınları aşağılayan şarkıları dinleyerek.

Yukarıda saydıklarım türetilebilir. Yaklaşım sorunlarımızı yazmaya çalıştım. Hepsi şiddet için yaratılan nedenlerin zeminidir. Şiddet uygulamak ise sadece kadına yönelik değil genel bir sorundur. Kadına şiddet olayın bir boyutu olsa da asıl sorun toplumdaki şiddet meyilidir. Erkeğin erkeğe uyguladığı şiddet de sorundur kadına uyguladığı da. Bir gün düzelecekse ikisi birden düzelecektir. Düzelmesi için de atılması gereken ilk adım sanıyorum şiddet güzellemesi yapan her şeyi dışlamak olacaktır. Aksi takdirde biz o güzellemeleri izleyip dinledikçe üretimi sürecektir. Biz şiddeti aşağılarsak zamanla yok olacaktır.

doc-son.png

Sort:  

"erkeğin o........ çapkın, kadının çapkınına o..... denen bir toplumda yaşıyoruz." Emre Yılmaz "şeytanin fısıldadıkları" adlı kitabından bir alıntıdır. Bu söz, neden erkeklerin manitası varmı diye sorarken rahat, ama kızların sevgilisi varmı diye sormak tabu olduğunu kısaca özetlemiş.

Son yazınızı kaçırmışım, ama keçilerin hepsi ahırda. Sizi burada görmek pek hoş. 👍🏿

Posted using Partiko Android

Teşekkür ederim hocam. Pek bakamasam da arada esiyor işte.

Verdiğiniz örnek toplumun bir kısmı tarafından anlaşılmış durumda ama az bir kısmı. Fakat bazı örnekler var ki farkında olmadan herkes yapıyor. Her şey doğru yapılsa bile düzelmesi için bir nesillik zamana ihtiyaç var gibi

Olayın başı cahillik, sonu ise hüsran. Müslimanız diye geçinen bir toplum var türkiyede ama avrupada yaşayan biri olarak söylüyorum bunu: buradaki insanlar çoğu zaman cenneti, müslimaniz diye geçinenlerden,daha fazla hak ediyor. Hayvanlara bile insan hakları vermeyi planlayan ülkeler var avrupada, benim vatanımda ise insanlara hayvan kadar değer vermiyorlar. Hayvanlara yapılan eziyetten hiç bahsetmeyelim. Bu şahsi görüşümdür, yatırım tavsiyesi deyildir. Bir nesil ile düzeleceğini de sanmıyorum. Eğitimi, tv de oynayan saçma dizilerden alan bir nesil den fazla birşey beklemem.

Posted using Partiko Android

Hocam bakacak olursanız eski çizgi filmler bile dostluğu sevgiyi işlerdi ise çocuklar nelerle doluyor.

Hayvanlar konusunda türkiye'de de ciddi duyar var ama azınlık da olsa yaptıkları kötülüklerle en çok anılmayı başaran bir kitle var. Yurdum insanının öğrenmesi gereken çok şey var. Sanki ülkenin her yanı aynı yılları/dönemleri yaşamıyor gibi