Edmondo De Amicis’in Gözünden İstanbul

in #life7 years ago

Edmondo De Amicis’i ismine kulaklarımız aşinadır. “Çocuk Kalbi” isimli naif, duygusal eserini ilköğretimde okuduk pek çoğumuz. Peki ya “İstanbul” isimli kitabını duydunuz mu?

Dünyaca tanınmış İtalyan yazar Edmondo De Amicis (1846-1908) ismini genç bir subayken yazdığı yazılarla tanınmıştır. “Askerlik Hayatı”, “1870-1871 Hatıraları”, “Hikayeler” gibi eserleriyle şöhret kazanmış, ardından yollara düşmüş ve seyahatnameler yazmıştır. “İspanya”, “Hollanda”, “Paris Hatıraları”, “Londra Hatıraları”, “Fas” ve “İstanbul” başlıca seyahatnameleridir.
Yazara en büyük şöhreti kazandıran eserleriyse şunlardır; “Dostlar” ve “Çocuk Kalbi”. Bu eserlerden ikincisi çıktığı dönemde 25 dünya diline çevrilmiş ve etik eğitimi için en faydalı kitaplardan biri olarak kabul görmüştür. Ülkemizde de . Kitap Enrico isimli İtalyan bir çocuğun 3. Sınıfa gittiği yıl yazdığı günlük yazılarından oluşmaktadır. Yazar kendi oğlunun günlüklerinden esinlenerek bu kitabı yazmıştır. Roman türündeki eserin çocuk kalbi gibi sıcacık olduğunu söyleyebilirim. Kitap her yaş grubu için uygun olmakla birlikte ilköğretim için olmazsa olmaz kitaplardan biridir. İyi olmayı anlatır, çocuk masumiyetini göz önüne serer… Bu dev eseri, “Okyanus Üstünde”, “Bir Öğretmenin Romanı” takip eder. Son büyük eseriyse, “Tramvay”.
Gelelim “İstanbul” nasıl yazılmış, ne anlatmış…
28 yaşındaki Edmondo De Amicis, yanına bir ressam alır ve güzelliğiyle şiirlere konu olan İstanbul’u ziyarete gelir. Yıl 1874, Islahatların ardından Avrupa kültürüyle etkileşime girmeye başlayan ve git gide gizemini yitiren İstanbul’dayız. Eser Amicis’in şehre varışıyla başlamaktadır. Bu bölümde yazar heyecanını paylaşmaktadır. Buradan seyahat öncesinde İstanbul hakkında okuduğu yazılardan etkilendiğini ve şehri görmeyi ne kadar çok arzuladığını anlıyoruz. Nitekim 1800’lerde İstanbul’un mistik havası, saray hayatı ve kozmopolit kültürü, Avrupa edebiyatına, resimlere konu olacak kadar büyüleyicidir. Bu sebeple İstanbul hakkında pek çok seyahatname yazılmıştır.

Bu seyahatnamede yazarın akıcı dili ve üslubu benim çok hoşuma gitti. Neden derseniz, bugün yazılan gezi yazılarını anımsattı. İzlenimlerine, anılarına ve okuduğu yazılara değinmesi Avrupalıların kafasındaki İstanbul ve ıslahat sonrası İstanbul arasında karşılaştırmalar yapmamıza olanak sağlamaktadır. Diğer bir güzellik ise kitabın içindeki kara kalem resimlerdir.
Okurken ilginç gelmişti, yazar sık sık nerede eski İstanbul diyor. Tekrar belirteyim yıl 1874 ve o günlerde bile İstanbul’un kendine has güzelliğini yitirmesinden yakınılıyor. Bugünkü İstanbul’a aynı hayallerle bakacak olursanız, hayal kırıklığınızı gözyaşları takip edecektir.

Eserde Osmanlı kültüründen, İstanbul halkından ve sokaklardaki yaşayıştan ayrıntılı olarak bahsedilmiş. Ancak ev hayatı ve saraydaki yaşayış sınırlı kalmıştır. Bunun sebebi yazarın elbette ki bu mekânlara giremeyişidir. Bunun yanı sıra pek çok konuda izlenimlerine, okudukları ve dedikodular eşlik etmektedir. Türk insanını yakından tanıma fırsatı olmadığı için turist izlenimlerini hatırlatan bu kitapta bazı yorumlar kültürümüzün yanlış yansımalarıdır. Ancak bu yönüyle de eserin ayrı bir güzelliği var, çünkü içinde yaşadığımız kültürü bir de İtalyan yazarın gözünden görüyoruz.
Çerkezler, Rumlar, Yahudiler, Türkler, Kürtler, Çingeneler… Pek çok kültürden insanların bir arada yaşayışı ama farklarını yitirmeyişi şaşırtıcıdır. Birbirinden giyimleriyle, dinleriyle, dilleriyle kolayca ayırt edebileceğiniz bu insanlar İstanbul’da bu özelliklerini korurken ortak bir kültür de oluşturmuşlardır. Amicis eserinde, İstanbul’un semtten semte bile değişen bu çok kültürlü yapısını anlatmıştır. Ayrıca kitapta Türk, Çerkez, Rum vb. milletten, kadın, erkek ve çocukların görünüşleri resmedilmiş, tavırlarındaki farklar anlatılmıştır. Özellikle kadın resimlerinde, süslü, güzel kadınların İstanbul’u gezintiye çıktıklarını, sokakları doldurduklarını görürüz. En gözde buluşma yerleri hamamlardır. Bu durum yazarı da şaşırtan, ıslahat etkisiyle ortaya çıktığını söylediği özgür kadınlardan kaynaklanmaktadır. Eskiden tek başına sokağa çıkması yasak olan, sımsıkı örtülü, birbirinin aynı görünen Türk kadınları kalmamıştır. Bunun yerine sokaklarda istediği gibi dolaşan, canlı renklerdeki feraceleriyle, beyaz tülden başörtüleriyle çiçekleri andıran, zarifçe makyajlı, sosyalleşen ve İstanbul’un tadını çıkaran kadınlar vardır.

Beni en çok şaşırtan o yıllarda sokak hayvanlarına gösterilen saygı ve sevgi. Kuşlar, köpekler ve kediler halk tarafından beslenir, asla rahatsız edilmezmiş. Öyle ki sokak ortasında uyuyan bir grup köpek at arabası yaklaşsa dahi yerinden kımıldamazmış. At arabası etraflarından dolanırmış. Aynı şekilde camilerde güvercinler beslenirmiş. Avrupalıların, etrafı kirlettiği için sevmediği güvercinler İstanbul’un her yerini sesleriyle dolduruyormuş.
Kadınla erkeğin henüz sokak ortasında konuşamadığı bu yıllarda, flört nişanlılar arasında mümkünmüş. Flört dediğime bakmayın, karşılıklı konuşmalar değil, bir yarım gülüşün, yere atılan bir çiçeğin ya da mendilin, bir kutu içinde verilen çeşitli nesnelerin anlattıklarından bahsediyorum. Yalnızca beden diliyle çok şey ifade ediliyormuş, örneğin bir erkeğin kalbine hançer saplama hareketi yapması “senin için ölüyorum”, kadının buna cevaben kollarını hafifçe iki yana salması “sana aitim” anlamına gelirmiş. Mektup yerine yollanan hediye kutularında bir dilim armut varsa anlamı sevgiymiş. Bununla beraber, karabiber, hasretinden yanıyorum anlamına gelirmiş. Sabun, kibrit, karanfil gibi nesneler bu kutularda yer alırmış. Bir demet çiçekle şiir yazmak mümkünmüş. Gel de özenme 100 yıl öncesinin aşkına.
Amicis’in espirili anlatımı beni çok eğlendirdi. Özellikle hamamda başına gelenleri hatırladıkça gülüyorum. 454 sayfalık kalınlığıyla göz korkutan bu kitap, mizahi yönüyle ve üslubuyla sürükleyici bir hava kazanmış. Öyle ki resimlere bakmak için sayfaları çevirirken kendinizi kitabı okuyup bitirmiş bulursunuz.
Edmondo De Amicis kitabını şöyle bitirmektedir, “Şarka ait güzel rüyam sona eriyor.” Bu tasvir adeta kitabı özetlemektedir. Yazarın gözünde İstanbul, büyüleyici bir rüya gibidir.

Sort:  

Congratulations @cassiopeia8688! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 2 years!

Click here to view your Board

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Congratulations @cassiopeia8688! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 3 years!

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking

Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!