Çin ve ABD, Dünyanın Süper Yapay Zekâ Gücü Olmak İçin Mücadele Ediyor

in #tr7 years ago

hhhh.png

Ekim 1957’de Sovyetler Birliği, dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik’i başlatmıştı. Bu, belki bir plaj topundan daha büyük değildi ama Amerika’yı en sonunda Ay’a insan gönderebilecek bir araştırmaya ve yatırım çılgınlığına teşvik etmişti. Bundan altmış yıl sonra dünya ikinci kez bir “Sputnik anı” yaşayabilir. Ancak bu seferki mücadele Amerika ile Çin arasında yaşanıyor ve amaç yapay zekânın gerçekleştirilebilmesi.

İkinci “Sputnik anı”, Google’a ait DeepMind tarafından geliştirilen yapay zekâ sistemi AlphaGo ile birlikte geldi. 2016 yılında ise Çin hükümeti tüm bu gelişmelerden oldukça etkilenmiş olacak ki bu yıl yapay zekâ alanındaki hedeflerini dile getirerek 2030 yılında bu alanda dünyanın lideri olacaklarına dair açıklama yaptı.

Şu anda yapay zekâ konusu, Amerika ile Çin arasındaki heyecanlı bir yarışa tanıklık etmemize neden oluyor. Şöyle bir baktığımızda Çin’in ilk önce harekete geçebilmek için gerekli olan her şeye sahip olduğunu görebiliriz. Hükümet fonları, büyük bir nüfus, canlı bir araştırma topluluğu ve teknolojik değişim için hazırlanmış görünen her daim hazır bir toplum… Ve bunların hepsi akla trilyon dolarlık soruyu getiriyor: Gelecek yapay zekâ yarışında Çin, Amerika’yı gerçekten yenebilir mi?
Şöyle bir düşünün… Büyük bir yapay zekâ oluşturmak için büyük verilere ihtiyacınız vardır ve hiçbir şey insanlar kadar iyi veri üretemez. Bu anlamda Çin’in 1 buçuk milyarlık nüfusu (bunların 730 milyonu internet kullanıcısı) çok büyük bir avantaj olabilir. Bu vatandaşlar, ülkenin teknoloji devleri tarafından kullanılabilecek faydalı bilgiler üretiyorlar ve Çin kullanıcıların gizliliği konusunda Amerika’ya kıyasla çok daha müsamahalı davranıyor. Bu nedenle Apple ve Google gibi şirketler, gizlilik sorununu çözmek için geçici çözümler üzerine çalışıyor. Ancak şimdilik tehlikeye karşı suskun olmak daha çok işlerine geliyor.
Yapay zekâ teknolojisinin ürünü olan sohbet yazılımları bu alandaki en çarpıcı örneklerdir bana göre. Örneğin Çin, Xiaoice botu üzerinden her akşam düzenli olarak konuşan 40 milyonun üzerinde kullanıcıya sahipken Amerika’da faaliyete açılan Tay adlı bot, ırkçı söylemler nedeniyle birkaç gün içinde tamamen kapandı.

Bu anlamda düşündüğümüzde nüfusu ve teknolojiye olan uyumluluğu sayesinde Çin’in bir adım önde olma ihtimali olabilir. Bakalım neler olacak?