Türk Toplumu ve Şaman Kültürü

in #tr7 years ago (edited)

Bu hafta Kültür&Sanat serisinde Şamanizm kültüründen bize geçen alışkanlıkları ve inançları konuşacağız. Geçen haftaki ilk konumuzu İnsanlığın Kül Oluşu: İskenderiye Kütüphanesi
linkinden inceleyebilirsiniz.

Mezarlıktaki Sulaklar: Hepimiz mezarlığın ucundaki küçük sulakları biliriz. O sulakların amacı ölen kişinin sevaba girmesine devam ettirmektir. Ölen kişi sayesinde kuşlar oradan su içerler ve sevabı mezara sahip olan kişiye yazılır. Fakat bu gelenek şamanlardan gelmektedir. Şaman mezarlarına baktığımız zaman ölen kişinin mezarında aynı sulaklardan olduğu görülür. Bunun amacı ölen kişi susadığı zaman kalkıp su içmesidir. Bununla birlikte şaman inancında ayinlerde kullanılan yardımcı ruhlar kuş olarak tasvir edilir. Kuşlar ruhların gökyüzüne yaptığı yolculukta yardımcı olurlar. Bu açıdan baktığımızda kuşların sevap kazandırdığı inancıyla oldukça benzemektedir. Fakat kökleri şamanlara aittir.

Bir şey kazanınca kurban kesmek: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kurban kesme adeti çok eski bir adettir. Şamanlardan önce de dinlerin ilk çıktığı zamanlarda da kurban verme her zaman var olmuş bir adettir. O yüzden kurban etmenin şamanlara ait olduğu söylenemez. Fakat özellikle büyük bir şey kazanıldığında veya pahalı bir şey satın alındığında kurban kesmek bizim adetimizdir. Bu adet diğer kurban verme adetlerine pek benzemez. Küçüklüğümde arabalarının plakasına veya dükkanlarının camına kurban kanı sürenleri hatırlıyorum. Bu gelenek tamamiyle şamanlardan geçmiştir. Eski Türkler ve şamanlar yüklü miktarda ganimet ele geçirdiğinde veya toprak fethettiğinde kurban keserler. Bunun amacı gökteki yaratıcıya teşekkürdür. Çoğu inançta maddi kazanç sağlamak için kurban kesilir. Şamanlar ise büyük kazanç sağladıktan sonra teşekkür mahiyetinde kurban keserler. Bizdeki bu gelenek de bu şekilde şamanlardan gelmektedir.

Mevtayı gezdirmek: Bu gelenek büyük şehirlerde devam etmese de mahalle kültürü yaşadığımız yerlerde hala devam etmektedir. Vefat eden insan tabut içerisinde evden camiye direk götürülmez. Önce tabut en yakınları tarafından sırtlanılır. Ardından sokak sokak gezdirilir. Sokakta mevtayı görenler onlara katılarak taşınmasına yardımcı olur. Sokakları geze geze büyük bir kalabalık tabutun etrafında camiye doğru götürülür. Bu gelenek şamanlara ait bir gelenektir. Bunun amacı ölünün tekrardan evine veya mahallesine dönmesini engellemektir. Ölen kişi sokak sokak hatta mahalle mahalle gezdirilir. Tabii burada mahalle ve sokaktan kastım orman orman gezdirilmesidir. Defnedilecek yere kadar labirent gibi bir yol çizilir. Böylece ölünün kafası karıştırılarak geriye dönmesi engellenir. Ölü artık geri dönme şansı olmadığı için öbür dünyaya göç etmek durumunda kalır ve huzuru bulur. Bu gelenek ölünün tekrardan geri gelebileceği inancı olmayan Müslümanlığa ait değildir.

Çok yaşa!: Hapşırdıktan sonra çok yaşa demek bizim geleneklerimizdendir. Bu geleneğin kökleri de Şamanizme dayanır. Şamanlar ruhun insanın nefesinde olduğuna inanırlar. Hapşırdığımızda çok şiddetli bir şekilde nefesimizi verdiğimiz için ruhun bedenden çıkmaması için söylenir. Eğer söylenmezse kaza sonucu kişinin ruhunun bedenden ayrılmasına ve ölmesine sebep olduğuna inanılır. Bunun nedeni muhtemelen hapşırdığında ölen insanların olmasıdır. İnsanlar bu ölümleri ruhun bedenden ayrılması olarak algılamış ve ölmemesi için bu sözü söylemenin gerekli olduğuna inanmışlardır.

Kapı eşiğine oturma!: Kapı eşiğine oturmanın uğursuzluk getirdiği inancı diğerleri gibi büyük şehirlerde varlığını yitirse de kırsallarda hala devam etmektedir. Annem bir Trabzonlu olarak küçükken annesinin ona kapı eşiğine oturma diye bağırdığını uğursuzluk getirdiğini söylediğini hala anlatır. Bu inancın kaynağı da aynı şekilde Şamanizmdir. Hepimiz biliriz ki eski Türklerde atlar kutsaldı. Bir inanca göre ölen atların sahiplerini kapı eşiğinde beklediğine inanılır. Bu yüzden kapı eşiğine oturup atın incitilmemesi istenir. İnancın kaynağına baktığımızda ortada bir uğursuzluk yoktur. Fakat atın ruhunu korumak adına böyle bir inanç ortaya çıkmış ve bize uğursuzluk olarak gelmiştir.

Şamanizmden geçen bir diğer gelenekler:

Nazar boncuğu
Geline kırmızı kurdele bağlamak
Sağ ayakla basmak
Bez ve çaput bağlamak
Su dökerek uğurlamak
İğde dalı asmak(nazardan korumak için)
Tahtaya vurmak
Yastığın altına makas koymak
Tüm fal inançları

Aklıma gelen gelenekleri sizlerle paylaştım. Toplumda bir çoğu her ne kadar Müslüman geleneği sayılsa da aslında şaman geleneğidir. Hatta mezar yaptırmak bile şamanlara aittir. Müslüman gelenekte ölü sadece toprağa gömülür. Günümüzde pahalı mezarlar yaptırmak şamanların ölüyü eşyalar ile gömmesiyle paraleldir. Sizin de aklınıza başka gelenekler geliyorsa yazını altına yorum olarak yazabilirsiniz. Bu haftalık Kültür&Sanat serisinde bu kadar, görüşmek üzere efenim...

Sort:  

@vitruvianman hapşırdığımızda ruhumuz bedenimizden çıkmasın diye çok yaşa dediğimizi ilk defa duydum, çok enteresan bir geçmişi varmış.

faydalı bir yazı olmuş. elinize sağlık.

Güzel bir yazı olmuş bu arada bu aralar Vikings i izliyorum onların inandıkları din ile şamanizm inanılmaz benziyor