Babalar Günü Etkinliğimizden - Trliste Soru-Cevap Etkinliği #59

in Trliste10 months ago (edited)

Merhabalar herkese. Babalar günü özel etkinliğimizde babalarımızla yaşadığımız eğlenceli anlarımızdan bahsettik. Emek veren, katılan ve katkıda bulunan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. Yeni etkinliklerimize hepiniz davetlisiniz. 🌼


Bu güzel çalışma için @bilginhilal arkadaşımıza teşekkür ederiz.

Hilal Arkadaşımızın Sorusu


@bilginhilal

Babanız ile geçirdiğiniz eğlenceli, güzel bir anınızdan bahsedebilir misiniz?


İşte Cevaplarımız

damla

Babamla ilgili tüm anılarım güzel, çok pozitif, sıcakkanlı ve mücadeleci bir insandı. Asla zorluklar karşısında pes ettiğini ya da rehavete kapıldığını görmedim. Kendisine bir sorunla gittiğimde hemen bir çözüm bulur ve gülümseyip bilgece bir şey de söylemeyi ihmal etmezdi. Sorun, sorun olmaktan anında çıkardı kısaca. Çevremizdeki yediden yetmişe, herkes ona akıl danışmaya gelirdi. Bu yüzden misafir bizim evin rutiniydi. Geleni sadece çayla ağırlamak ise saygısızlık sayılırdı o ortamda. Misafir mutlaka yemeğini yer, çayını kahvesini içer, hatta çoğunlukla yatıya kalması için ısrar edilirdi. Yakın çevrede babamın sözünün geçmediği hiçbir hane, adının açmadığı hiçbir kapı yoktu. Hala da ilk karşılaştığımda kendisini tanıyan insanlara onun kızı olduğumu söylediğimde yüzlerdeki gülümsemeyi, minnet dolu bakışları görmek beni mutlu ediyor.

En unutulmaz anılarım arasında ise babamla katıldığım geziler ve yılbaşı eğlenceleri yer alıyor. Yılbaşı partileri çok eğlenceli geçerdi. Tüm çocuklar el ele tutuşup dev çam ağacının çevresinde dönerek şarkılar söyler, dans ederdik. Babam o sırada ebeveynlerin olduğu kısımdan gülümseyerek bizi izler ve el sallardı. Çıkışta her çocuğa içi rengarenk şekerlerle dolu mini kovalar verilirdi. Bizim için büyük mutluluktu. O kovalardan bir tanesini hala saklıyorum.
Bir de babamla gittiğimiz hiç unutamadığım Moskova gezisi var. Babam bir rehber gibi bizi şehrin en güzel bölgelerinde gezdirmiş, her yeri anlatmış ve gezimizin eğlenceli geçmesi için elinden geleni yapmıştı. Kızıl meydan, Moskova metrosu, Arbat sokağı, VDNX fuar merkezi o geziden aklımda kalan yerler. En çok kakao içtiğimiz bir kafe vardı, orayı beğenmiştim. Çocuk büyük herkes o kafede kakao içip ponçik denilen çöreklerden yiyordu. Babam sonra bize "plombir" denilen dondurmalardan almıştı. Sonrasında çocukluğumun en sevdiğim dondurmalarından biri oldu. Hala da şeker yemememe rağmen yılda bir iki kez de olsa Antalya Carrefoursa'ya gidip o dondurmalardan alırım. Tavsiye ederim, tadı çok güzel 🙂 Babamla ilgili anılarımı anlatmaya sayfalar, kitaplar yetmez. Onunla geçirdiğim her an benim için sonsuz bir hazine değerindedir. Bir diğer hazine ise günlüğü. Giderken bana günlüğünü bıraktı. İçindeki düşüncelerini, hayallerini ve yaşadığı anları anlatan yazıları okurken babamı yanımda hissediyorum.


baboz

Ailemle çok vakit geçirmedim. Hala da durum öyle. Çünkü 14 yaşında, eğitim için yanlarından ayrıldığımdan beridir farklı şehirlerde yaşıyoruz. Öncesinde ise gündüzleri babam çalışır, ben de yaramazlık yapardım. Akşamları ise yaramazlıkların çetelesi tutulurdu. 😂 Tabii ki bu bardağın boş tarafı. Esnaf olan babamın, tek boş günü olan Pazar günleri, hep bir yerlere giderdik. Geneli piknik olan bu aktivitelerin, içerisinde, havuz, deniz, orman veya babamın iş yerinde satmak için mal almaya gittiği büyük mağazalar olurdu. Yolculuk, benim için erken başlayan bir serüvendi. 6-7 yaşlarındayken yaptığım bu yolculuklardan birisinde, Osmancık-İstanbul arası otobüs seyahatimizde, hem yaş hem de boyut olarak küçük olduğumdan, bana koltuk alınmamıştı. Annemle babamın oturduğu ikili koltuğun, ayakların konulduğu kısmına uzanıp uyumuştum. Hayatım boyunca, bir daha hiç öyle rahat ve keyifli bir uyku çekmedim sanırım. Babamla olan en güzel anımda, uyuyor olmam, sanırım tembelliğimin en büyük göstergelerinden. 😂

muratkbesiroglu

Babamla en sık yaptığımız etkinlik birlikte maça gitmekti. Çocukluğumda Trabzonspor ligin dominant takımıydı ve takımdan beklentimiz farklı kazanmasıydı. Tek farklı galibiyet bizleri tatmin etmeyen bir sonuçtu, hele ki beraberliği büyük bir skandal olarak görürdük, 70'lerin sonlarında ve 80'lerin başlarında maça en az üç saat önceden gidilirdi. Hele İstanbul takımlarıyla oynanacaksa stada sabah saatlerinde gitmek gerekirdi. Stadın çevresine ulaştığımızda ilk zorluk arabayı park etmekti. Daha büyük zorluk ise stada girmekti. Zira koca stada sadece iki kapıdan girilirdi. Biz babamla açık tribüne giderdik. Erken gittiğimiz için orta sahaya yakın bir noktada oturabilirdik. Zira o dönemde koltuklarda numara yoktu. Hatta koltuk da yoktu, bazı seyirciler doğrudan beton basamakların üzerine otururdu. Çoğunluk ise altına bir karton ya da gazete koyarak otururdu.

Babamla sakin bir adamdı, ben de öyleydim, dolayısıyla çok fazla konuşmazdık. Statta uzun süre geçirdiğimiz için acıkır ve "tükürük köftesi" yerdik. Ekmek arasında soğan ve ufak köftelerden oluşan bu atıştırmalık çok lezzetliydi. Köfteler dört tekerlekli köfte arabasının üzerinde bulunan közde pişirilirdi. Ayrıca gezici satıcılar gazete kağıdından yapılmış külahlar içinde ay çekirdeği satardı. Ay çekirdeklerinin kabuklarını yere atardık, zira tribünlerin maçtan sonra süpürüleceğini bilirdik. Soğuk havalarda tribünlerin belirli yerlerinde dev gibi ateşler yakılırdı ve ateşin çevresinde ısınan insanlar fosur fosur sigara içerdi.

Maçtan önce altyapı takımının maçı olurdu. Bazı seyirciler uzman edasıyla genç yetenekleri keşfeder ve torpilli olduğunu ileri sürdüğü bir A takım oyuncusunun yerine keşfettiği oyuncunun oynaması gerektiğini söylerdi. Takım sahaya çıktığında statta büyük bir alkış tufanı kopardı ve maçla birlikte küfürler de başlardı. Tribünün her bölgesinin bir küfürbazı olurdu. Bu küfürbazlar en özgün küfürleri savurmak için birbirleriyle rekabet ederlerdi. Küfürlerden en çok hakem ve bizim takımın oyuncuları nasibini alırdı. İlk yarı sonunda genellikle kaleci Şenol Güneş'e tek bir top dahi gelmemiş olurdu. Maç büyük ölçüde deplasman takımının sahasında oynanırdı. Eğer işler iyi gitmiyorsa ikinci yarıda tribünlerde küfürlerden kaynaklanan bir uğultu başlardı. Babam maç sırasında kulağında radyosuyla diğer takımların maçlarını de takip ederdi ve her durumda sükunetini korurdu.

Maç bittiğinde "Acele etme, ortam biraz sakinleşsin, öyle çıkarız," derdi. Zira kapıda yaya trafiğinin sıkışacağını bilirdi. Maçı apartman balkonlarında beleş olarak seyredenler de bu sırada ağır ağır içeriye girerlerdi. Kalabalık azaldıktan sonra çıkar, arabayı park ettiğimiz sokak arasını bulur, arabamıza biner ve eve doğru yola koyulurduk.


passenger777

Merhabalar Babam, Adalet sarayında memur olarak vardiyalı çalışırdı. Hafta sonlarını babam benimle ve kardeşlerimle geçirirdi. Babam bana, ortaokuldan mezun olduktan sonra, eve güzel karne getirirsem beni tekneyle balık tutmaya götüreceğine söz vermişti. Amasra küçük bir balıkçı kasabası sayılırdı. Eniştemin de küçük bir teknesi vardı.. Zamanında babam ve eniştem bu teknede bir çok anılar biriktirmişler. Eniştem Aşçıdır. Büyük gemilerde aşçılık yapmış. O Küçük teknesiyle balık tutmaya gittiğin de Babamı da yanında götürürmüş. Mezun olup yaz tatiline girdiğimizde, Babamla o küçük tekneyle balık tutmaya gitmiştik. O gün babam benimle tam bir balıkçı ağzıyla konuşmuştu. Bak oğlum, bir balıkçı sabahın erken saatlerinde yola çıkar. Tüm hazırlıklarını akşamdan yapar. Balıkların gün ağardıktan sonra topluca gezdiklerini söylerdi. Teknede olta ve büyük ağ vardı. Denizde biraz ilerledikten sonra ilk olarak oltamıza yem takarak beklemeye başladık. Oltayı ben tutuyordum. Bu sırada babam da ağı hazırlıyordu. Bir kaç denememiz başarısız olmuştu. Sonra küçük bir koya yaklaştık. Kayalıkların ve yosunların bol olduğu bir koydu. Babam balıkların saklandıkları yeri bulduk dedi. Omzuna sardığı ağını tüm gücünü vererek denize fırlattı.. Denizin üstünde küçük küçük hareketlenmeler oldu. Gel oğlum birlikte çekelim dedi. Ağı çekerken denizin dibindeki balıklar ağımıza takılmış çektikçe, kıpırdamaya başlamışlardı. Ağa takılan parlak canlı balıkları görünce çok heyecanlanmıştım.. Babamla birlikte ağı hızlıca çektik.. Artık bir sürü balık yakalamıştık. O gün aslında babam bana sabretmeyi, inanmayı ve mücadele etmeyi göstermişti..

doganhilal

Herkese merhaba. Üstünden biraz zaman geçsede bu kutsal ebeveynlik görevini hakkıyla yapan tüm babaların, baba adaylarının ve baba olmak isteyenlerin babalar günü tekrar kutlu olsun.✨

Bu soruya maziye giderek cevap vermek istiyorum. Anasınıfına gitmeden okula başlayan biri olarak 1.sınıfta okuma yazmaya oldukça hızlı geçtiğimi söyleyebilirim. Üstelik hastalıklar yüzünden çoğu günü okula gidemediğim halde. Bunu sabırla bana destek olan babama borçluyum. Okuldan gelip dinlendikten sonra okumayı/okuyabilmeyi öğrenebilmek için önce kendi isteğimle babamdan yardım alırdım. Daha sonra sıkılır, bunalır ufak kavgalarla kaçardım babamda beni güzelce, kibarca/nazikçe ikna eder zorla sayfaları okuttururdu. Hatta çok sonraları ben beşinci sınıftayken o sıralarda babamın ülke başkentleri ezberleme takıntısı vardı ve bunu banada geçirmişti. Okulda bir genel kültür yarışmasında birkaç ülke başkenti sorulmuştu ve babam sayesinde sadece ben bilmiştim. Ve az bir puan farkıyla benim olduğum gurup kazanmıştı. Hatta bir öğretmenimiz şaşırmış ve nasıl bildin bunları diye sormuştu. Bende babamın öğrettiğini söylemiştim. O sevinçle gidip bunu heyecanlı heyecanlı babama anlattığımda hem kendiyle hem benimle gurur duymuştu. Canım babam.✨🤩♥️🌺


Incublus

Babamla geçirdiğim her an benim için güzel bir anı. Bazı babaların çocuklarına çok kötü davrandığını görüyorum, bu konuda harika bir babaya sahip olduğum için çok şanslıyım. Elinden geldiğince beni hep destekledi ve ben de onu hep gururlandırmaya çalıştım. İlkokulda okula geldiğinde bütün öğretmenler babama çok başarılı olduğumu söyleyip teşekkür etmişti. Babamın gözlerindeki mutluluğu ve gururu görmüştüm. Bunu asla unutamıyorum. O günden sonra da her zaman babamı gururlandırmak için elimden geleni yapmaya devam ettim.

dusunenkalpp

Babamla geçirdiğim zamanlar az ama benim içi değerli zaman dilimleridir. Hani derler ya Babamın gölgesi bile yeter, hakikaten de öyle, babam sakin az ve öz konuşan biridir. Sevgisini fazla belli etmeyi sevmez ama ben onun bizi ne kadar çok sevdiğini bilirim. Aldiğım kararları her zaman desteklemiştir. Babam esnaf olduğu için bende yanına gider yardım ederdim unutamadığım anılardan birtaneside öğlen arasında babamın yaptığı yemeklerdi o yemeklerin tadı halen damarlarımda, babam hiçbirşey yapmasa da onun gölgesi yeter.

Önceki Etkinliklerimizden...

1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | 32 | 33 | 34 | 35 | 36 | 37 | 38 | 39 | 40 | 41 | 42 | 43 | 44 | 45 | 46 | 47 | 48 | 49 | 50 | 51 | 52 | 53 | 54 | 55 | 56 | 57| 58


Sort:  

Etkinliğe verdiğiniz emek için çok teşekkür ederim, topluluğun kendi içinde bu tarz sorularla ve benzeri şeylerle etkileşimde olması iyi bir şey 👍😎

Etkinliğin bu sorusunda, az cevap var diye umutsuzluğa kapılmıştım. Meğer cevaplar akıcı olduğu için bana kısa gelmiş. 😂 Samimi cevapları okumak çok keyifliydi. Emeği geçen herkese teşekkürler. 🌼

Herkesin emeğine sağlık. Renkli ve okuması keyifli cevaplar var 🌸.